Yardımlar Bile Ötekileştirildi
Önümüzü göremediğimiz ve yüksek belirsizliğin hâkim olduğu bir dönemden geçiyoruz. Ne olacağını hiç kimse bilemiyor. Toplu yaşamanın verdiği güven ile birbirlerine tutunarak hayatta kalmaya çalışan canlılar gibi, toplumsal dayanışma ve yardım kampanyaları ile bu zor günleri atlatmaya çalışıyoruz. Ancak pek çok şeyde olduğu gibi yardım kampanyalarında da ayrışmayı başardık.
Özetle birileri halkın dayanışmasından korkmuş olmalı ki bu sürece müdahale etmeyi ve tüm sempatiyi kendi üzerinde toplamayı kendine hak gördü. Ortada resmen sempati kapma ve topluma sevimli görünme yarışı var. Bunun için birileri; kendilerinden olmayanların, kendi gibi düşünmeyenlerin yada kendilerinden çok daha başarılı olup ta halkın sevgisini kazananların önüne engel çıkarıyor. Hatta isteniyor ki muhalif kesim şu virüs salgınında başarısız olsun, her şeyi ellerine yüzlerine bulaştırsın halk ta diğer sevimlilik abidelerini kurtarıcı gibi görsün.
Halkçılığı bir yaşam felsefesi olarak kabul eden pek çok dernek belediye muhtarlık hükümetten daha önce harekete geçip devletin ulaşamadığı ihtiyaç sahiplerine yardım elini uzattı. Daha devlet yetkilileri bu işin organizasyonunu yapıp ihtiyaç sahiplerini belirlemeye başlamadan önce muhtarlar ekmek dağıtıyor ihtiyaç sahiplerine ulaşıyordu. Gücü kendi elinde toplayıp merkeziyetçi bir yönetim sergilemeye çalışanlar maalesef ki yerel politikalarda başarısızlar. Bakınız daha koruyucu maskeler bile vatandaşlarımızın çoğuna ulaşmadı. Maske dağıtımı bile bir propaganda aracı haline getirildi. Yardım talebinde bulunmayan ve ihtiyacı olmayan İngiltere’ye bile yardım göndermenin ardında küçük hesaplar yatıyor.
Bu dönem insanların birliğe beraberliğe ihtiyacı var, dayanışmaya yardıma ihtiyacı var. ABD’de hayatını kaybedenlerin ve hastalananların çoğu zor şartlar altında yaşayıp kıt kanaat geçinenlerden oluşuyor. Aynı şekilde ülkemizde bu hastalığa yakalanma riskini en çok evlerinden dışarı çıkıp çalışmak zorunda olanlar taşıyor. Merkeziyetçi yönetim her eve her aileye ulaşamaz bunun için yerel yönetimlerin elini güçlendirmek gerekir. Kaynakları merkeze değil yerele yaymak gerekir, bu dönemde yardım kampanyasında tekelleşme olamaz. Bunun izahı şudur; en çok parayı biz toplayacağız, en çok biz yardım edeceğiz, en çok biz sevimli görüneceğiz.
Muhalefetin önünü kesmek için küçük siyasi hesaplar uğruna yardım faaliyetlerini ötekileştirmeyi başardınız. Literatürde var mıdır bilmiyorum ama yoksa bile adını ben koyuyorum sempati sendromu yaşıyorsunuz. Kendinizi kurtarıcı sanıp bu hakkı sadece kendinizde görüyorsunuz. Öyle bir özgüven sorunu yaşıyorsunuz ki ilgiye ve sevgiye açsınız, bozulan imajınızı yardım faaliyetlerini sahiplenerek düzeltmeye çalışıyorsunuz. İyilik abidesi gibi görünüp toplumun hassasiyetlerinden yararlanmaya çalışıyorsunuz. Yapmayın ….
Herkese ulaşamaz her yere yetişemezsiniz, bırakın halk dilediği gibi yardım etsin, bırakın insanlar gönüllü olarak bu yardım faaliyetlerine katılsın destek versin. Merkeziyetçilik dünyada geçtiğimiz yüzyılda kalırken ve bu yüzyılda katılımcılık ile otonomi esas alınmışken bu milletin bu toplumun önünü kesmeyin, garibanı mağdur etmeyin…