Ziyaretçiler, belki de ilk kez CES fuarında insanlardan daha çok sensörler ile karşılaştı. Bunda hem sensör teknolojisindeki gelişim hem de pandemi nedeniyle katılımcı sayısının az olması etkili oldu. Kağıt kadar ince ve el genişliği kadar bir alandaki tüm hareketlerle etkileşim halinde olan sensörler sayesinde küçük bir gövde içinde 3B uzamsal farkındalık elde edebilmek artık mümkün. ESET uzmanları önümüzdeki birkaç yılda hayatımızın her alanını etkileyecek sensörlerin güvenlik açısından oluşturabileceği risklerin de göz önünde bulundurulması gerektiğinin altını çizdi.
Kağıt kadar ince sensörler her alanda hayatımızda olacak
Sensörler tek kullanımlık olmaya başladığından beri güvenlik açısından neredeyse tespit edilemeyen, kendiliğinden yayılan bir tehdit oluşturuyor. Eskiden insanlar kötü amaçlı yazılımın yüklü olduğu USB anahtarlarını otoparklara bırakıyordu. Şimdi ise bir parça çöp gibi görünen bir şey sessizce bilgi toplayabiliyor. Ayrıca çok ucuz olduğundan kötü amaçlı aktörler bu sensörleri birçok yere bırakabilir ve bazı çalışanlar da muhtemelen bunları alabilir. Bu durum, sıfır güven modellerinin yeniden gözden geçirilmesi ve buruşturulup atılmış gibi görünen bir çöp parçasından gelebilecek iç tehditlere karşı savunmanın güçlendirilmesi gerektiği anlamına geliyor.
Sensörlerin bir sonraki durağı insan vücudu
Sensörler artık insan vücudunda yer almaya başlayacak. Tıp teknolojisi alanındaki ilerlemelerle küçük sensörler gelecekte cerrahi işlemlerin, görüntülemenin ve müdahalelerin uzaktan yapılmasına imkan sağlayacak, doktorlar içinizdeki robotları dinleyecek. Bu robotlar, sizinle ilgili birçok veriyi gerçek zamanlı olarak doktora göstermek üzere artırılmış gerçeklik teknolojisine sahip olacak ve sanal gerçeklik ürünleri ile ameliyathaneye yönelik bambaşka bir seviyede durumsal farkındalık sunacak. Doktorunuz oyun konsollarına düşkünse kendisini çok rahat hissedecektir. Ayrıca bu durum hastaneye daha az gitmeniz gerekeceği anlamına da geliyor. Gömülü sensörler ile durumunuz uzaktan sorgulanabilecek ve tıbbi kayıtlarınıza eklenebilecektir.
Şehirde yaşıyorsanız trafik lambalarına asılı sensörlerden çok daha fazlasını görmeye hazır olun. Yapay zeka bilgi işlem çekirdekleri ile birlikte bu sensörler, etraflarındaki trafiği sürekli olarak izleyecek ve aracın plakası, türü, hızı gibi bilgileri sağlayan güçlendirilmiş birer trafik radarına dönüşecek. Başlangıçta şehir yönetimleri bu sensörlerin kullanımını pazarlamak üzere trafik sıkışıklığını ve acil durumları azaltma umudunu öne sürüyor ancak kurulum maliyetleri de hesaba katıldığında, belediye yetkililerinin bunları gelir sağlama yöntemi olarak görmesi durumunda binlerce sensörün hız yaptığınızda, yanlış yere park ettiğinizde size ceza makbuzu yollayabileceğini aklınızda bulundurun.
Hibya Haber Ajansı