Teklife göre, şehir içi yolcu taşımacılığı yapan ve hasılatlarının tamamını elektronik ücret toplama sistemiyle elde eden mükelleflerin talep etmeleri halinde gelir ve kurumlar vergisinin hesaplanmasında esas olan kazancın tespitinde yeni yöntem getiriliyor. Gelir ve giderleri karşılaştırma yerine, bu mükelleflerin elde ettiği hasılatın yüzde 10’u kazanç kabul edilerek, gelir ya da kurumlar vergisi oranları uygulanacak.
Kazançları bu şekilde tespit edilenlerin bu faaliyetlerine ilişkin gider veya maliyetleri, vergiye tabi diğer kazanç veya iratlarının tespitinde dikkate alınmayacak. 2 yıl geçmedikçe bu usulden çıkılamayacak.
Bir takvim yılı içinde iki kez ceza kesilen mükellefler, cezanın kesildiği ve takip eden iki takvim yılına ait kazançları için bu hükümlerden yararlanamayacak.
Bu hükümler, kurumlar vergisi mükellefleri hakkında da uygulanacak.
Cumhurbaşkanı, yüzde 10 oranını iki katına kadar artırmaya, yarısına kadar indirmeye, kanuni oranına getirmeye yetkili olacak.
Varlık Barışı uzatılıyor
Teklif, Varlık Barışı süresini 6 ay uzatıyor.
Yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 31 Aralık 2019’a kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, bunları serbestçe tasarruf edebilecek.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin yüzde 1 oranında hesapladıkları vergiyi, vergi dairesine beyan edecek, aynı sürede ödeyecekler. Bu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan, kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 31 Aralık 2019’a kadar kapatılmasında kullanılabilecek.
Kanuni defterlerde kayıtlı olan sermaye avanslarının, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarının, teklifin yasalaşmasından önce Türkiye’ye getirilerek karşılanmış olması halinde, bu avansların defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla düzenlemeden yararlanılacak.
Defter tutan mükellefler, Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecekler.
Kanuni defter kayıtlarında yer almayan varlıklar
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar için de 31 Aralık 2019’a kadar beyan süresi tanındı.
Vergi dairelerine beyan edilecek bu varlıklar, aynı tarihe kadar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecek. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek.
Beyan edilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının beyan tarihi itibarıyla alınmış olması ve ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla bu uygulamadan yararlanılabilecek.
Vergi incelemesi yapılmayacak
Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden yüzde 1 oranında vergi alınacak. Vergi, gider yazılamayacak, başka bir vergiden mahsup edilemeyecek, Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak.
Bu hükümden yararlanılabilmesi için bildirilen veya beyan edilen tutarlara ilişkin vergi vadesinde ödenecek, varlıklar bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilecek veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilecek.
Cumhurbaşkanı, bu düzenlemedeki süreleri, bitim tarihlerinden itibaren 6 aya kadar uzatabilecek.
Merkez Bankası düzenlemeleri
Teklifle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının temel görev ve yetkilerinde de değişiklik yapılıyor. Bir para politikası aracı olan zorunlu karşılıkların etkinliğini artırmak üzere, bankaların ve Merkez Bankasınca uygun görülecek diğer mali kuruluşların bilanço içi veya dışı uygun görülen kalemlerinde meydana gelen değişikliklerin, sıkça farklılaşan piyasa koşullarına göre zorunlu karşılığa tabi tutulması mümkün hale getiriliyor.
Buna göre Merkez Bankası, zorunlu karşılıkları belirlerken bilanço içi ve dışı unsurları da dikkate alacak.
Banka talepleri gerçek zamanlı ve anlık karşılanacak. Bu taleplerin karşılanması için bankaca kurum ve kuruluşların bilgi işlem sistemlerine erişim sistemleri kurulabilecek.
Bankalar ve elektronik ödeme araçlarını çıkaran kuruluşlar dahil olmak üzere bankaca uygun görülecek diğer mali kuruluşlar, banka nezdinde açılacak hesaplarda “yükümlülükleri esas alınarak” nakden zorunlu karşılık tesis ederken teklifle, “hesaplarda bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerini esas alarak” bunu yapacaklar.
Zorunlu karşılığa tabi bilanço içi veya bilanço dışı uygun görülen kalemlerin kapsamı, zorunlu karşılıkların oranı, tesis süresi ve tesis edilen karşılıklara gerektiğinde ödenecek faiz oranı, mevduat veya katılım fonlarından olağanüstü çekilişler ve birleşme, devir, bölünme hallerinde yapılacak işlemler de dahil olmak üzere uygulamaya yönelik her türlü usul ve esas, bankaca belirlenecek.
“Belirtilen bu kuruluşların taahhütlerine karşı bulunduracakları umumi disponibilitenin nitelik ve oranının, gerektiğinde bankaca tespit edileceğine” dair hükümde yer alan “taahhüt” ibaresi de teklifle çıkarılıyor.
İhtiyat akçesi
Merkez Bankasının yıllık safi karının yüzde 20’sinin ihtiyat akçesine ayrılacağına yönelik hüküm kaldırılıyor.
Hisse senetlerinin nominal değerleri üzerinden yüzde 6 oranında ilk kar hissesi hissedarlara dağıtılmaya devam edilecek. Bunun ödenmesinden sonra kalan miktarın yüzde 10’u, “fevkalade ihtiyat akçesi” yerine, ihtiyat akçesine aktarılacak.
Son yıl karından ayrılan ihtiyat akçesi hariç, birikmiş ihtiyat akçeleri her yıl kara katılarak dağıtılabilecek.
Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ayrılmış bulunan ihtiyat akçelerinin tamamı, birikmiş fevkalade ihtiyat akçelerinin ise son yılın karından ayrılan kısmı hariç tamamı Genel Kurul kararı aranmaksızın Hazineye verilecek.
Geçen yıl bazı üniversitelerin bölünmesiyle kurulan üniversitelere devredilen bina ve tesislerin bulunduğu taşınmazlardan, halen bu bina ve tesislerin eski maliki üniversitelerin mülkiyetindeki taşınmazlar, talepleri halinde YÖK’ün onayıyla bu üniversitelere devredilebilecek. Kurulan üniversitelere bağlanan birimlerin hangi bina, tesis ve taşınmazları kapsadığı konusundaki tereddütleri YÖK giderecek.
Borçlarının yeniden yapılandırılmasına olanak sağlanacak
Finansal güçlük içinde bulunan firmalara, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkan verilmesini sağlamak amacıyla, yapılacak çerçeve anlaşma kapsamında bazı teşvikler verilecek ve borçlarının yeniden yapılandırılmasına olanak sağlanacak.
Teklife göre, yurt dışında çalışan Türk vatandaşları ile yurt dışında çalışmaktayken veya yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat ederek “Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun”daki haklardan yararlanabilecekler.
Teklifle, yurt dışı borçlanması yaparak aylık bağlanan sigortalıların, borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilecek borç tutarları, prime esas asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek günlük kazancının yüzde 32’sinden yüzde 45’ine yükseltiliyor. Borçlanılan süreler, kısmi aylığın statüsü ile tam aylığın statüsünün farklı olmasına neden olabileceği için tam aylığın bağlanacağı statü ve bağlayacak sosyal güvenlik kuruluşu da belirlenecek.
Kısmi aylık bağlanmış olanlar dahil maddenin yürürlük tarihinden önce yurt dışında geçen sürelerini borçlanma talebinde bulunanlardan tahakkuk ettirilen borçlarını yasal süresi içinde ödeyenler için sigortalılık sürelerinin hangi statüde değerlendirileceği ve tahakkuk ettirilecek borç tutarının tespitinde önceki hükümler esas alınacak.
Mevcut bir soruşturma kapsamında bulunan veya el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilen kara ulaşım araçları için 31 Aralık 2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk ediniminde ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 25’ine tekabül eden tutarın başvuru sahibine tebliğ edildiği tarihten itibaren 1 ay içinde ilgili tahsil dairesine ödenmesi halinde, araç hakkında el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmeyecek, mevcut kararlar kaldırılacak ve el konulan araç sahibine iade edilecek.
İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin masraflar, araç sahibince ödenecek.
Tasfiyesi tamamlanmış ulaşım araçları için başvurular kabul edilmeyecek.
Söz konusu ÖTV oranı, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce ilk edinimi gerçekleşmiş kara ulaşım araçlarının el konularak mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararı verilmesi gereken fiilin gümrük idaresince tespit edilmesinden önce ve 1 ay içerisinde kendiliğinden bildirilmesi durumunda yüzde 15 olarak uygulanacak. Bu süre, Cumhurbaşkanı tarafından 6 aya kadar uzatılabilecek.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) Destekleme mekanizmasında öngörülen süreler, ilgili kanun ve biyokütle tanımına eklenen kaynaklar için üretim tesisinin YEK Destekleme mekanizmasına dahil edildiği tarihten itibaren başlayacak.
Firmalara ödeme kolaylığı
Bankacılık Kanununa eklenen geçici maddeyle, Türkiye’de faaliyette bulunan bankalar, finansal kiralama şirketleri, faktoring şirketleri ve finansman şirketleri ile diğer finansal kuruluşlarla kredi ilişkisinde bulunan ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunu tarafından çıkarılan yönetmeliğe göre hazırlanan Çerçeve Anlaşmalarda belirlenen borçlular, bu kuruluşlar tarafından kullandırılmış olan kredilere ilişkin olarak alınacak tedbirlerle, geri ödeme yükümlülüklerini yerine getirebilmelerine ve istihdama katkıda bulunmaya devam etmelerine imkan verilmesini sağlamak amacıyla, dahil oldukları risk grubundaki diğer borçlularla bir bütün olarak veya kısmen yeniden yapılandırmaya tabi tutulabilecek.
Bu madde uyarınca yapılacak finansal yeniden yapılandırmalara ilişkin usul ve esaslar yönetmelik hükümleri çerçevesinde hazırlanan Çerçeve Anlaşmalar ile belirlenecek.
Bu hükümler, iki yıl süreyle uygulanacak. Bu süreyi iki yıl daha uzatmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumlarının tespit edilmesi ve bu kapsamda borçlarının yeniden yapılandırılması sonucunda borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanacağına kanaat getirilmesi şart olacak. Borçlarını geri ödeme kabiliyeti kazanamayacağına kanaat getirilen borçlular, finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınmayacak.
Finansal yeniden yapılandırma kapsamına alınacak borçluların mali durumunun tespiti ve finansal yeniden yapılandırmanın uygulanabilirliğine ilişkin değerlendirme, bağımsız denetim kuruluşlarına, Çerçeve Anlaşmaları kapsamında belirlenecek yeterli bilgi ve uzmanlığa sahip kuruluşlara veya borçlu tarafından kabul edilmesi halinde alacaklı kuruluşlara yaptırılacak.
Bu madde kapsamında finansal yeniden yapılandırmalarda; kredilerin vadelerini uzatmak, kredileri yenilemek, ilave kredi vermek, anapara, faiz, temerrüt faizi, gecikme cezaları ve kar payları ile kredi ilişkisinden doğan diğer her türlü alacağı indirmek veya bunlardan kısmen veya tamamen vazgeçmek mümkün olacak.
Teminat azaltmak, anapara, faiz veya kar payı alacaklarını; kısmen veya tamamen iştirake çevirmek, özel amaçlı şirketler ile yatırım fonlarına ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak, diğer alacaklı kuruluşlar ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak gibi gerekli görülen tedbirler alınabilecek.
Kredilerin teminatlarının ya da alacaklı kuruluşlar tarafından iştirak olarak edinilecek borçluların varlık ve yükümlülüklerinin gerçeğe uygun değerine ilişkin değerleme, taraflardan birinin talep etmesi durumunda, Sermaye Piyasası Kurulunca değerleme yapmaya yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılacak.
Bu madde hükümlerine göre finansal yeniden yapılandırma kapsamına alman bir borçlunun borçlarının, sözleşmenin imza tarihini izleyen yılın başından itibaren iki yıl içerisinde tekrar finansal yeniden yapılandırmaya konu edilmesi halinde, bu madde hükmünde belirtilen vergi istisnaları ve teşvikler uygulanmayacak.
Sözleşmeler ile uygulamaya konulan işlemlerin gerçekleşmemesi halinde dahi, uygulanmış olan vergi, fon ve harç istisnaları geri alınmayacak.
Düzenleme uyarınca yapılacak teminat azaltma, anapara ve diğer alacaklardan vazgeçilerek kayıttan düşme yahut benzer işlemlerle kredilerin yeniden yapılandırılması Bankacılık Kanunu ile düzenlenen zimmet suçunu oluşturmayacak.
Yurt dışına çıkış harç miktarı 50 liraya çıkarılacak
Yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç miktarı 50 liraya çıkarılacak.
Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’ne göre, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), mevzuatında belirtilen görevlerini yerine getirmek amacıyla işlediği kişisel veriler ile ticari sır niteliğinde olan verileri, veri sahibinin noter onaylı muvafakati veya e-Devlet uygulaması üzerinden kimlik teyidi ile verilen izni olmadan gerçek veya tüzel kişilerle paylaşamayacak ancak SGK, kamu idareleri ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) ilgili mevzuatlarında belirtilen görevleri yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları sağlık verisi dışındaki kişisel veriler ile ticari sır niteliğindeki veriler paylaşılabilecek.
SGK, kişisel sağlık verilerini kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, verilen sağlık hizmetinin kontrolü ve onayı, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla talebi halinde Sağlık Bakanlığı ile paylaşacak.
Kurum, bunların dışındaki gayri maddi hakları ile kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek veya tüzel kişiyle ilişkilendirilemeyecek şekilde anonim hale getirdiği verileri araştırma, planlama ve istatistik gibi amaçlar için kamu idareleri, TCMB, bilimsel araştırma yapan kamu personeli, bilimsel dernekler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları veya üniversitelerle ücretsiz olarak paylaşabilecek.
Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun kapsamında teşviklerden yararlanmasına karar verilen, sera etkisi yaratan egzoz gazı salımını tamamen ortadan kaldıracak teknolojilerin geliştirilmesi için Ar-Ge faaliyetleriyle elektrik motorlu taşıt araçlarını Türkiye’de imal eden mükelleflere ilişkin düzenleme yapılıyor.
Söz konusu mükelleflere hak kazandıkları yatırıma katkı tutarını kısmen veya tamamen, nakden ya da vergi borçlarına mahsuben ödenmesi suretiyle kullandırmaya Cumhurbaşkanı yetkili olacak.
Düzenlemeyle yurt dışına çıkış yapan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından çıkış başına alınan harç miktarı 15 liradan 50 liraya çıkarılacak. Bu miktarın 3 katına kadar artırılması konusunda Cumhurbaşkanına yetki veriliyor.
Harcın çıkış başına Cumhurbaşkanınca 15 liradan düşük bir miktar belirlenmesi halinde belirlenen miktar Toplu Konut İdaresine aktarılacak, kalan miktar genel bütçeye gelir kaydedilecek.
Elektronik haberleşme hizmeti verilmesi 4 ay içinde engellenecek
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun (BTK) Mobil Cihaz Kayıt Sistemi’nde (MCKS) kayıtlı olmakla birlikte elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş olan cihazlara elektronik haberleşme hizmeti verilmesi 4 ay içinde engellenecek.
Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi ile Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun, eşyayı, aldatıcı işlem ve davranışlarla gümrük vergileri kısmen veya tamamen ödenmeksizin ülkeye sokan kişilerle ilgili başlatılan bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında bulunan ve müsadere kararı verilmemiş kara taşıtlarıyla ilgili düzenleme yapılıyor.
Buna göre, taşıtın tasfiyesinin tamamlanmamış olması, 31 Aralık 2019 tarihine kadar ilgili gümrük idaresine başvurulması ve taşıtın ilk iktisabında ödenmesi gereken Özel Tüketim Vergisi’nin (ÖTV) yüzde 25’inin ilgili tahsil dairesine ödenmesi şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde araç hakkında el koyma ve müsadere kararı verilmeyecek. Mevcut el koyma kararı kaldırılacak ve el konulan aracın sahibine iade edilmesine karar verilecek. İadesi talep edilen ulaşım araçlarının muhafazasına ilişkin masraflar araç sahibince ödenecek.
Cumhurbaşkanı, başvuru süresini 6 aya kadar uzatmaya yetkili olacak.
Teklifle, Elektronik Haberleşme Kanunu’nun “abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine yönelik fatura tutarı ve ödeme bilgilerini diğer işletmecilerle paylaşabilir veya işleyebilir” hükmü, kötü niyetli kullanımların önlenmesi amacıyla yeniden ele alınıyor.
Buna göre, tahsilata ilişkin riskin yönetilmesi ve kötü niyetli kullanımların önlenmesi amacıyla abonelerin elektronik haberleşme hizmetlerine ve elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlara yönelik tarafların kendi sistemlerinde oluşan fatura tutarı ve ödeme bilgileriyle sahtecilik, dolandırıcılık riski içeren şüpheli veya zarar doğurucu vakalara ve işlem hareketlerine ilişkin kayıtlar, işletmeciler ve BTK’nin MCKS’i arasında paylaşılabilecek veya işlenebilecek.
İşletmeciler, elektronik kimlik bilgisi değiştirildiği tespit edilen, uluslararası dolaşım hizmetlerine yönelik düzenlemeler ve BTK düzenlemelerine uymayan elektronik kimlik bilgisini haiz cihazlara, kayıp, kaçak veya çalıntı cihazlara, elektronik haberleşme hizmeti veremeyecek.
MCKS’de kayıtlıyken elektronik kimlik bilgisi kopyalanmış gerçek cihazlar ve mobil haberleşme hizmeti sunan işletmeciler tarafından finansman borcu bulunduğu bildirilen cihazlar, borcun devam ettiği süre boyunca sadece eşleştirme yapılan abone numaralarıyla kullanılmak üzere kullanıma açılacak. İşletmeciler finansman borcu ödenen cihazları, eşleştirme yapılan numara kısıtının kaldırılmasını teminen MCKS’ye bildirecek.
BTK’nin MCKS’sinde kayıtlıyken kesintisiz 7 yıl süreyle elektronik haberleşme şebekelerinden hizmet almayan cihazların elektronik kimlik bilgileri kayıtlı olmaktan çıkarılacak.
Bu 7 yıllık sürenin hesaplanmasında kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki süre de dikkate alınacak. Bu suretle elektronik kimlik bilgileri kayıtlı olmaktan çıkarılan cihazların kullanıcılarının, BTK düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yapmaları halinde cihazların elektronik kimlik bilgileri tekrar kayıtlı hale getirilecek.
Elektronik kimlik bilgisi değiştirilen ve borcu bulunan cihazlar
MCKS’de kayıtlı olmakla birlikte düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce elektronik kimlik bilgisi değiştirilmiş olan cihazlara elektronik haberleşme hizmeti verilmesi 4 ay içinde engellenecek.
Bu cihazların kullanıcıları, düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde BTK’nin düzenlemeleri çerçevesinde başvuru yaparak 250 lira tutarındaki kayıt ücretini Hazine ve Maliye Bakanlığı muhasebe birimi hesabına yatırmaları halinde, cihazların elektronik kimlik bilgisi ilgili abonenin numaralarıyla eşleştirilerek kullanılabilecek.
Finansman borcu bulunduğu bildirilen cihazların kısıtlanmasına ilişkin hüküm, düzenlemenin yürürlük tarihinden sonraki iş ve işlemlere uygulanacak.
İhraççıların borçlanma araçlarına ilişkin ödeme yükümlülüklerini yerine getirmemeleri nedeniyle, Merkezi Kayıt Kuruluşu Anonim Şirketi tarafından düzenlenip hak sahiplerine verilen belge, İcra ve İflas Kanunu’nda itirazın kesin olarak kaldırılmasını içeren belgelerden sayılacak.
‘Sözleşme bedeli tanımı
Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İş Birliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’a “sözleşme bedeli” tanımı ekleniyor.
Buna göre, sözleşme bedeli, sözleşme kapsamında işletme dönemi boyunca yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ile hizmet bedelinin yönetmelik çerçevesinde hesaplanan net bugünkü değerleri üzerinden elde edilen toplamı olarak ele alınıyor.
Kanun teklifiyle mücbir sebepler, olağanüstü haller veya sözleşme ve eklerinin uygulanmasını etkileyen bir durumun ortaya çıkması veya sözleşme ve eklerindeki hükümlerin ihtilaf içermesi hallerinde sözleşmenin uygulanabilirliğini veya anlaşılabilirliğini sağlamak amacıyla sözleşme bedelini artırmamak kaydıyla Sağlık Bakanı onayı ile sözleşme ve eklerinde taraflarca değişiklik yapılabilecek.
Bu kapsamdaki sözleşme değişikliklerinde, sözleşme bedelinin artırılmaması kaydıyla kullanım bedeli veya hizmet bedeli artırılmak veya azaltılmak suretiyle değiştirilebilecek. Sözleşme bedeli, net bugünkü değer dikkate alınarak belirlenecek ve net bugünkü değer hesaplanmasına ilişkin esaslara yönetmelikte yer verilecek. İdarece gerekli görülmesi halinde yükleniciye ödenecek kullanım bedeli ödemelerine ilişkin Türk lirası veya döviz cinsinden alt ve üst limitler sözleşme değişikliği düzenlemelerine uygun olarak belirlenebilecek.
Elektrik Piyasası Kanunu’na geçici madde eklenerek, kurulu gücü azami bir megavatlık yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı üretim tesislerinin faaliyetlerine ilişkin düzenleme yapılıyor.
Buna göre, çağrı mektubu tarihinden bağlantı anlaşması süresi sonuna kadar tüketim-üretim bağı kopmuş olanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 30 gün içinde çağrı mektubuna esas abonelik ile en az aynı özelliklere haiz eski veya yeni bir tüketim tesisi aboneliği ihdas ederek ilgili şebeke işletmecisine bildirmesi halinde bağlantı anlaşması süresi, söz konusu bildirim tarihini izleyen 120 günü kapsayacak şekilde kendiliğinden uzamış kabul edilecek.
Özelleştirme ihalesi yapılan Devir Sözleşmeleri ve Elektrik Satış Anlaşmaları kapsamındaki hak ve yükümlülükler için öngörülen süreler, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 36 ay süreyle uzatılacak.
Bu madde kapsamında uzatılan süre içerisinde talepte bulunulması halinde ilgili sözleşmeler devredilebilecek. Bu durumda devir alacaklarda teknoloji sağlayıcı koşulu hariç ilk ihaledeki şartlar aranacak ancak devirden kaynaklanan kısıtlama ve yaptırımlar uygulanamayacak. Devir nedeni ile idareden herhangi bir hak talebinde bulunulmayacak. Bu kapsamda devredilecek sözleşmelerden damga vergisi alınmayacak.
Düzenlenen sözleşmeler ve anlaşmalar özel hukuk hükümlerine tabi olacak. Anılan sözleşme ve anlaşmalarda, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı onayı ile sözleşme konusu ve bedelini değiştirmemek ve finans sağlayıcıların haklarına ilişkin hususlarla sınırlı kalmak kaydıyla, idarenin fesih hakkının ötelenmesi de dahil olmak üzere taraflarca değişiklik yapılabilecek. Bu düzenleme halihazırda imzalanmış sözleşme ve anlaşmalar hakkında da uygulanacak.
Madde ihdasları
AK Parti milletvekillerinin önergesi ile teklife yeni maddeler ihdas edildi.
Buna göre bankalar, krediler ile ilgili olarak doğmuş veya doğması muhtemel zararların karşılanması için yeterli düzeyde karşılık ayrılmasına, kredilerin kalitesine ve sınıflandırılmasına, garantilerin ve teminatların alınmasına, bunların değerinin ve güvenirliğinin ölçülmesine, takibe alınan kredilerin izlenmesi ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu tarafından yayımlanan Türkiye Finansal Raporlama Standartlarına göre kayıttan düşürülmesine, kredilerin yeniden yapılandırılması dahil geri ödenmelerine ilişkin politikaları oluşturmak ve uygulamak, bunları düzenli olarak gözden geçirmek, tüm bu hususları icra edebilecek gerekli yapıları tesis etmek ve işletmek zorunda olacak.
Buna ilişkin usul ve esaslar Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu tarafından belirlenecek.
Bu düzenleme uyarınca krediler ile ilgili olarak ayrılan özel karşılıkların tamamı ayrıldıkları yılda kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilecek.
Düzenleme uyarınca özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsil imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen krediler Vergi Usul Kanunu’nun ilgili maddesi hükümleri kapsamında değersiz alacak addolunacak.
Finansal Kiralama, Faktoring Ve Finansman Şirketleri Kanunu’nda yapılan değişiklikle, finansal kiralama ve finansman şirketleri tarafından özel karşılık ayrıldıktan sonra tahsis imkanı kalmaması nedeniyle kayıttan düşülen alacaklar, Vergi Usul Kanunu’nun değersiz alacaklar hükümleri kapsamında değersiz alacak addolunacak.
TBMM İdari Teşkilat Kanunu’na eklenen geçici madde 703 Sayılı KHK kapsamında idari teşkilat kadrolarına atanıp Milli Saraylar İdaresi Başkanlığında görevlendirilen idari teşkilat personeli, mevcut kadro veya pozisyon unvanlarıyla, kadrosuna yahut pozisyonuna ait en son ay almakta olduğu her türlü aylık, ek gösterge, zam ve tazminatları, ikramiye ve sözleşme ücretleri ile diğer mali ve sosyal haklarıyla birlikte, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığına atanabilecek.
Ataması yapılmayan personelin görevlendirmeleri sonlandırılmış sayılacak.
Bu kapsamdaki personelin kadro ve pozisyonları, diğer mevzuattaki hükümlere bakılmaksızın ve başka bir işleme gerek kalmaksızın atandıkları tarih itibarıyla ihdas edilmiş sayılacak. Bu şekilde ihdas edilen kadro ve pozisyonlar, herhangi bir nedenle boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılacak.
Ataması yapılanların idari teşkilat kadro ve pozisyonlarında geçirdikleri süreler, Milli Saraylar İdaresi Başkanlığında geçmiş sayılacak. Düzenleme kapsamında ataması yapılan personele iş sonu tazminatı ödenmeyecek.
Doğum, askerlik veya ücretsiz izin nedeniyle görevlerinden ayrılan ve bu nedenlerle düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla görevlerinde bulunmayanlar hakkında da bu düzenleme hükümleri uygulanacak.
Yükseköğretim kurumlarından Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığına (TÜSEB) görevlendirilen öğretim üyelerine mali ve sosyal hak ve yardımları kurumlarınca ödenmeye devam edilecek. Bunlara, Yükseköğretim Kanunu’nun, kamu kuruluşları ve vakıflarda görevlendirmelerde uygulandığı sınırlamalara tabi olmaksızın, Devlet Memurları Kanunu’na göre istihdam edilen sözleşmeli personel için belirlenen ücret tavanının beş katını geçmemek üzere Hazine ve Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine bakan onayı ile ayrıca ödeme yapılabilecek.