Teknoloji bağımlılığı şizofren yapabilir

Teknoloji bağımlılığı; bilgisayar, laptop ve cep telefonu gibi aletlerle geçirilen zamanının planlanandan daha uzun olması ve ailevi, fiziksel sorunlara yol açtığı halde kullanıma devam edilmesi şeklinde tanımlanıyor. 

Uzmanlar teknoloji bağımlılığının da uyuşturucu madde ve alkol bağımlılığı gibi hastalık olduğunu sadece bağımlı olunan nesnenin değiştiğini vurguluyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin hastanesinde Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Işıl Göğcegöz bağımlı hastaların kabul aşamasının fizyolojik rahatsızlıkların başlamasıyla gerçekleştiğini söylüyor: “Boyun ağrıları, sırt ağrıları, gözlerde yanma ellerde titreme ve uyuşma gibi belirtiler ile iş ve okul başarısında düşme sosyal izolasyonun başlamasıyla hayatı olumsuz etkilenen hastalar hastalığını kabul edip geliyor”. 

Hastalar evden ambulansla aldırılıyor 

Evden ambulansla aldırılan ağır hastaların olduğunu söyleyen Göğceğiz “Evde İnternet başında sosyal ortamlarda sürekli takılan, dışarı çıkmayan, yemek yemeyen hastalarla baş edemeyen aile bize başvuruyor. Böyle bir hastamız var ambulansla evinden aldığımız. Sadece oyun ve teknoloji bağımlılığının olmadığını altta yatan psikotik bir sürecin olduğunu fark ettik” ifadelerini kullanıyor.

Bağımlılık şizofreniye dönüşebilir

Teknoloji ve İnternet bağımlılığı aşırı kilo alma veya verme,uyku bozukluğu ve anksiyete gibi sorunlara, daha ciddi vakalarda ise şizofreniye yol açabiliyor.Hastalarda aşırı heyecandan kortizon sağlanmasının durduğunu ve iştahın kesildiğini söyleyen Eryılmaz bazı vakalarda bağımlılığın şizofreniye dönüşebildiğini söylüyor: “Beyin uyarıyı sever. Beyin için uyarı olması gerekiyor uyarı azalınca tek yönlü bir uyarı başlıyor .Bu noktada beyin gerçekle sanalı birbirinden ayırt edemiyor ve şizofreni başlıyor” ifadelerini kullanıyor. 

Teknoloji bağımlılığı ile psikiyatrik hastalıklar arasında birbirini tetikleyen ya da artıran süreçler olduğunu söyleyen Göğceğiz “Sosyal fobisi ve depresyonu olan kişi sosyal izolasyon için teknolojiyi kullanıyor. Sosyal ortamlardan uzaklaşıyor ve eve kapanıyor, teknolojik aletlerle fazla zaman geçiriyor. İnternet ortamında kendini var ederek o ortamda sosyal ortamını kuruyor. Normal sosyal ortamındaki fobik ve anksiyeteden bu şekilde kurtulmaya çalışıyor.” ifadelerini kullanıyor.

Aile 3 yıl sonra fark ediyor

Uzmanlar aileleri bağımlılığı erken fark etme konusunda da uyarıyor. Yapılan araştırmalara göre diğer bağımlılıklara göre daha sinsi ilerleyen internet bağımlılığını aileler 2,5 veya 3 yıldan sonra fark ediyor bu da kişinin tedavi sürecini etkiliyor. Gelen hastaların yeme içme bozukluğu ile sosyal alanları tamamen kısıtlanmış şekilde geldiğini söyleyen Eryılmaz hastaların çok ağır evrede psikiyatrların kapısına çaldığını söylüyor..

Uslu çocuk kavramı değişmeli

Ailelerin madde ve alkol bağımlılığında daha dikkatli olduğunu ancak teknoloji bağımlılığında benzer özeni göstermediğini söyleyen Üsüküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin hastanesinde Psikiyatri uzmanı Doç. Dr. Gül Eryılmaz dijital okur yazarlığın aileler için birinci öncelik olması gerektiğini söylüyor: “Bilgisayar başındaki çocuk uslu çocuk anlayışı ortadan kalkmalı, çocuk oyun oynuyor ama nasıl bir oyun oynuyor? Medya okur yazarlığı bu yüzden önemli” 

Ailelerin, Yeşilay’ın internet oyunlarını seviyelerine ayırdığı platformdan yararlanmaları gerektiğini söyleyen Eryılmaz oyunların aile tarafından denetlenmesinin ve çocukla beraber zaman geçirilmesinin önemini vurguluyor. 

Yatkınlık ömür boyu sürüyor

Bağımlılığın hastalarda ömür boyu sürdüğünü söyleyen uzmanlar hastaların ilk 3 yıl yakından izlendiğini bu aşamada hastalığın uykuya geçtiği söylüyor. Eryılmaz “Hastayı 3 yıl izliyoruz, hastalık semptomları ilk yıl geçmiş gibi gözükse de sonra tekrar nüksedebiliyor” ifadelerini kullanıyor.