Narsizmin Yerel Yönetimlere Etkisi

Yayınlanma Tarihi :

Narsizmin Yerel Yönetimlere Etkisi

Yerel yönetimler, toplumların günlük yaşamlarını düzenlemek ve kamu hizmetlerini sunmak için kritik bir rol oynarlar. Ancak, yerel yönetimlerdeki liderlerin kişilik özellikleri ve liderlik tarzları, bu kurumların nasıl işlediğini ve topluma nasıl hizmet sunduğunu etkileyebilir. Dahası paydaşlarının üzerindeki etkisi kentsel bir sistemi kilitleyebilir. Narsizm kentsel yönetim sisteminde bir hastalık halini alırsa ve dahası organize narsist bir oluşum meydana gelirse oligarşiye dönüşmeye başlar ve belirli bir sınıfın egemenliğine dayalı bir yönetim anlayışı ortaya çıkar.

Yerel yönetimlerde oligarşi, yerel idarelerin seçilmiş temsilcilerinin belirli bir elit kesim tarafından yönlendirildiği ve kontrol edildiği durumu ifade eder. Bu durum, yerel halkın ihtiyaç ve taleplerinin göz ardı edilmesine, kaynakların adaletsiz dağıtılmasına ve yolsuzluğun artmasına yol açabilir. Yerel yönetimlerde oligarşi, demokratik süreçlerin ve hesap verilebilirliğin azalmasına neden olabilir.

Narsizm, aşırı özsaygı, kendini beğenme ve kendini başkalarından üstün görme eğilimi olarak tanımlanır. Bir kişinin narsistik özelliklere sahip olması, liderlik tarzını ve karar verme süreçlerini derinden etkileyebilir. Örneğin, narsistik bir yerel yönetici, çalışanların ve toplumun ihtiyaçlarına,  onların görüşlerine saygı göstermeden, kendi çıkarlarını öncelikli hale getirebilir. Yada üyesi olduğu elitist kulübün veya oligarşik yapının onayını alabilmek için toplumun değil bu çevrelerin menfaatini gözetebilir. Ayrıca narsistik bir yönetici, kişisel çıkarlarını kamu hizmetlerinin kalitesinin önüne koyma eğiliminde olabilir. Bu, halkın memnuniyetini ve güvenini azaltabilir ve belediyenin itibarını zedeler. Kamu hizmetlerinin etkililiği ve erişilebilirliği de zarar görebilir.

Narsistik bir yönetici, politika ve harcama kararlarını kişisel siyasi çıkarlarına göre alabilir. Bu, belediyenin kaynaklarının etkili bir şekilde kullanılmamasına ve kamu hizmetlerinin etkilenmesine yol açabilir. Ayrıca, narsistik bir yönetici, belediye bütçesini kendi prestijini artırmak veya popülerlik kazanmak amacıyla da kullanabilir. Seçim kampanyalarında kendi kişisel çıkarlarını veya kariyerini ön plana çıkarabilir.

Sonuç olarak yerel yönetimlerde narsizm, hem yönetilenlerin hem de toplumun psikolojik ve sosyal açıdan sağlıklı ve konforlu bir şehir ortamında yaşamalarını engelleyen önemli bir sorundur. Narsist yöneticiler, kendi görüşlerini dayatmaya çalışır, farklı fikirlere açık olmaz, hatalarını kabul etmez ve merkeziyetçi bir otoriteyi hakim kılmaya çalışır. Bu da yönetilenlerin motivasyonunu, iş tatminini, performansını ve bağlılığını olumsuz etkiler.

Narsist yöneticiler ben merkezli davranır, halkın ihtiyaç ve taleplerini göz ardı eder, kamu kaynaklarını istismar eder, yolsuzluk ve nepotizme yol açarlar. Bu da yerel yönetimlerin etkinlik, verimlilik ve şeffaflık gibi kriterleri karşılamasını engeller. Kentsel bir yaşamda birileri yönetim hakkını kendi elinde görüp tekelinde tutmaya çalışırken, toplum içinde güce biat eden bir anlayış hakim olur. Elbette her zaman bir lider çıkar, zor zamanlar kötü koşullar bir kahraman yaratır. Sistemlerin ne kadar da kendi içinde entropisi yükselse de daima her yapı dengeye gelme eğilimindedir.

İşte yerel yönetimlerde denge sandık ile sağlanır, oy senin elinde her şey senin elinde.

 

 

 

Basın No:
Warning: Illegal string offset 'basin_ilanno' in /home/vizyonga/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/thewp/single_resmiilanlar.php on line 54