Mitsubishi Electric ve İnomist İletişim, İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencilerine, global markaların lokal iletişim faaliyetleri üzerine deneyimlerini anlattı
İleri teknolojisiyle toplumların yaşam kalitesini artırmak için çalışan Mitsubishi Electric ve markanın iletişim danışmanlığı ajansı İnomist, İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencileriyle buluştu. Fakültenin Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü bünyesindeki PR Atölye tarafından düzenlenen seminerde konuşmacı olarak yer alan Mitsubishi Electric Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Ekip Lideri Savaş Ceneviz ve İnomist İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi Arslantürk, küresel markaların iletişimde yerelleşme stratejileri üzerine deneyimlerini aktardılar.
Dünya genelinde yüksek teknolojisiyle 95 yılı aşkın süredir toplumların yaşam kalitesini artırmak için klima, endüstriyel otomasyon, asansör, yürüyen merdiven, görsel veri, ulaştırma, enerji, otomotiv ekipmanları, yarı iletkenler, kamu sistemleri ve uydu teknolojileri gibi pek çok farklı alanda çalışan Mitsubishi Electric, dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen markalarına iletişim danışmanlığı hizmeti veren İnomist ile birlikte geleceğin iletişimcileriyle buluştu. İstanbul Aydın Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan YardımcısıDr. Öğr. Üyesi Deniz Akbulut ve Dr. Öğr. Üyesi Gonca Yıldırım liderliğinde, Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü bünyesindeki PR Atölye tarafından organize edilen “Halkla İlişkiler ve Tanıtım Öğrencileri Sektörle Buluşuyor” temalı seminerde, Mitsubishi Electric Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Ekip Lideri Savaş Ceneviz ve İnomist İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi Arslantürk konuşmacı olarak yer aldı. “Küresel markaların iletişimde yerelleşme stratejileri” üzerine kurumsal iletişim departmanları ve iletişim danışmanlığı ajanslarının çalışmaları hakkında bilgi verirken örnekler üzerinden deneyimlerini aktaran Ceneviz ve Arslantürk, öğrencilere global markaların lokal pazarlara adaptasyon çalışmaları hakkında önemli bilgiler aktardı.
Toplumlar ve ülkeler birbirine yakınlaştı
Çin’den, Anadolu ve Akdeniz aracılığıyla Avrupa’ya kadar uzanan ve 1870’li yıllarda kavram olarak kullanılmaya başlanan İpek Yolu’nun dünyaca ünlü önemli bir ticaret yolu olduğunu hatırlatan Mitsubishi Electric Türkiye Reklam ve Halkla İlişkiler Ekip Lideri Savaş Ceneviz, bu sayede farklı coğrafyalardan farklı kültürlerin etkisiyle yepyeni bir dünya düzenine adım atıldığını belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü; “Kağıt üretimi, matbaa ve damıtma tekniği gibi buluşların İpek Yolu ile Avrupa’ya kadar geldiğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla globalleşmenin ilk adımlarının da İpek Yolu’yla birlikte başladığını düşünmek mümkün. Ticaret yollarının, taşımacılık teknolojilerinin ve hava, deniz, kara yolu alanındaki ulaştırma sistemlerinin gelişimi toplumları ve ülkeleri hızlı bir şekilde birbirine yakınlaştırdı. Sonuç olarak ülkeler yepyeni markalarla ve ürünlerle tanışır hale geldi.”
Markalar toplumların dinamiklerine uyum sağlamalı
Markaların toplumların kültürü ile entegrasyonunun kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Savaş Ceneviz; “Eğer global bir markaysanız, bulunduğunuz toplumun dinamiklerine uyum sağlamanız oldukça önemli. Aksi taktirde ciddi marka krizlerini yönetmek durumunda kalabilirsiniz. Örneğin, 43 ülkede direkt operasyonları bulunan Mitsubishi Electric, klimadan asansöre, endüstriyel otomasyon sistemlerinden uzay sistemlerine kadar pek çok farklı alanda faaliyet gösteren dünya devlerinden biri. Markamızın global stratejilerinin ışığında yerelleştirme çalışmalarına büyük önem veriyoruz. Gerek ürün odaklı iletişim çalışmalarımızda gerek kurumsal iletişimde global bakış açımız ile yerel zenginliklerimizin senkronizasyonu konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Türkiye, bünyesinde birçok rengi, çeşitliliği barındıran kıymetli bir ülke ve global bir marka olarak bu çeşitliliği iletişim stratejilerimizde göz önünde bulundurmak en önemli gündem maddelerimizden biri” diye konuştu.
Global ve yerel zenginlikleri etkili kullanan markalar fark yaratır
Genç iletişimcilerin global ve lokal dinamikleri çok iyi analiz ederek yönetecekleri markalara özel stratejiler geliştirmelerinin büyük önem taşıdığını vurgulayan Ceneviz, “Global ve yerel zenginlikleri etkili kullanan markalar, kendi kategorilerinde fark yaratan çalışmalara imza atabilirler” diyerek sözlerini tamamladı.
Küresel düşün, yerel hareket et
İletişim tarihi incelendiğinde 1950’li yıllarda küreselleşmenin hız kazanmasıyla birlikte başlayan ve süregelen küresel iletişim stratejilerine ilişkin tartışmaların odak noktasında, “mesajların hedef gruplara iletilmesinde izlenecek yollar” olduğuna dikkat çeken İnomist İletişim Danışmanlığı Ajans Başkanı Sibel Selvi Arslantürk, iletişimde standardizasyon ve adaptasyon yaklaşımları hakkında bilgi verdi. Bazı küresel markaların Marshall McLuhan’ın deyimiyle dünyanın “global bir köy” olduğu düşüncesinden hareketle standardizasyon yaklaşımı bağlamında tek tip iletişim stratejisini faaliyet gösterdikleri tüm ülkelerde uyguladıklarını belirten Sibel Selvi Arslantürk, ülkelerin dil, din, kültür, gelenek, yaşam tarzı, iklim koşulları, yasal düzenlemeler gibi farklılık arz eden pek çok faktörünü dikkate alarak adaptasyon stratejisini uygulayan markalar olduğunu da vurguladı. Her iki yaklaşımın birden uygulandığı birleşik iletişim stratejilerinden de bahsetmenin mümkün olduğunu ifade eden Arslantürk, “küresel düşün, yerel hareket et” anlayışı çerçevesinde 1980’li yıllarda fikri temelleri atılan ve 1992’de İngiliz sosyolog Roland Robertson tarafından literatüre kazandırılan “küyerelleşme” kavramı hakkında bilgiler aktardı.
İletişim krizleri yaşamamak için yerel toplumun derinlemesine analizi şart
Glokalizasyon olarak da Türkçe’de kullanılan küyerelleşme teriminin, küresel markaların ürün, hizmet ve iletişimlerinde hem kendi menşelerinden esintiler bulundurmaları hem de yer aldıkları pazarların yerel kültürlerine uyarlanmaları olarak özetlenebileceğini bildiren Arslantürk sözlerine şöyle devam etti; “Bazı global markalar tamamen yerel pazara özel ürünler ürettiği gibi iletişimde de yerel dinamikler doğrultusunda stratejiler geliştiriyorlar. Ancak elbette markalarının küresel gücünü ve ana marka duruşunu yerel pazarlarda da korumaya devam ediyorlar. Ülkemizde de Türk kültürü ve değerleri ile uyumlu özel ürünler geliştiren ve iletişim mesajlarını bu doğrultuda uyumlaştırarak tüketiciye ulaşan çok başarılı global markalar olduğunu görüyoruz. Dünya genelinde glokalizasyon uygulamalarını göz ardı eden ya da tam başarı sağlayamayan markaların ise yerel pazarlarda büyük iletişim krizleri sonucu itibar kaybı yaşadıklarına, hatta bazı pazarlardan çekilmek durumunda kaldıklarına şahit oluyoruz. Bu maddi ve telafisi zor manevi kayıpların önüne geçebilmenin yolu ise marka ismi, ürünün içeriği, rengi, ambalaj tasarımı ve reklamlardaki imgeler, markanın konumlanması ve konvansiyonelden dijitale tüm mecralardaki iletişim çalışmalarında yerel pazardaki hedef grupların ihtiyaçları, davranışları, satın alma alışkanlıkları, istekleri, geliri, kültürü gibi tüm unsurların dikkatlice analiz edilmesinden geçiyor. Bu gözlemlerin toplamı markanın iletişim stratejisini oluşturuyor.”
Global markaların lokal iletişim stratejileri için yerel ajanslar önemli
Global markaların lokal pazara uyumlaştırma stratejisinin, küresel iletişim mesajlarının yerel dile çevirisinden çok daha kapsamlı ve kritik önem taşıyan bir konu olduğunun altını çizen Arslantürk, bu çalışmaların ancak o ülkenin dinamiklerini tanıyan yerel iletişim ajansları tarafından sağlıklı bir şekilde yönetilebileceğini vurgulayarak hizmet verdikleri global markalar için hayata geçirdikleri çalışmalardan örnekler verdi.